Karakterlerin kendine has özellikleri var ama Engin Günaydın'ı çıkardığımda çok amatör ve yapay gözüken bir film. Tüm oyuncular karakterlere vermesi gerekeni vermiş olsaydı mükemmel bir komedi çıkabilirdi.
Biz bu komedi işinde çok iyiydik bir zamanlar. Nostaljik duygularla konuşmuyorum; 70'ler ve 80'ler Türk sineması hakikaten "komik" filmler üretti. Şimdi niye toplama skeçlerden oluşan filmler yapıyoruz anlamıyorum. Tamam, hepten kötü durumda değiliz ama bunun gibi hikâyesiz filmleri de hak etmiyoruz. Gülümseten yerler var mı? Var. Sinematografi iyi mi? Eh. Ama o kadar. Engin Günaydın haricinde rolünü büyüten kimse yok. Filmi izledikten sonra aklımda kalan tek bir diyalog yok. Halbuki Cem Yılmaz'ın ilk üç-dört filminin her birinden onlarca deyim çıktı, dilimize yerleşti; birçok komik durumu o filmlerden aldığımız repliklerle tasvir ettik: "Senin yüzüne n'olmuş?", "Amerikan başkanı dâhil herkese haber verin", "Dondurmayı beğenmedin bunu getirdik", "Tabure barın bel kemiğidir" ve daha niceleri... Bunda ne var? "Ona trans birey diyeceksin canım" diyen didaktik senarist teyzemiz Gülse Birsel var.
Çok sıkmadan vakit geçirtir mi? Evet. Dönüp tekrar izlenir mi? Asla.
Çok sıkmadan vakit geçirtir mi? Evet. Dönüp tekrar izlenir mi? Asla.